Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Mart 2013 Cumartesi

Şili Notları, Magdalena Adası, 23 Mart 2013

Ve büyük gün geldi.

Bütün gezimin amacı, bu kadar paralar ödememin tek sebebi olan penguenler görülecek.

Önceki yazılarımda anlatmaya çalıştığım ritüeller tamamlanarak Magdalena Adası'na ayak bastık.

Ve karşımdalar....



Şunu çekebilmek için dahi on dakika sıra bekledim...



İçimden yüksek sesle avaz avaz bağırmak geliyordu, ama sustum... Yerim ben sizi:))


Bu tüylerini daha yeni dökmüş.. Zaten bir silkeleniyorlar, etraf tüyden gözükmüyor. Ama sonrasında onları gagalarıyla toplayıp yuvalarına taşıyorlar...


Penguenlere saygı zeybeği:))





Bu adada yüz seksen bin adet Macellan pengueni yaşıyormuş. Etrafta onca ada varken, niye buraya konuşlanmışlar, anlamak olası değil. Neyle besleniyorlar anlayamadık. Balık mı avlıyorlar acaba... Sadece bazılarının boylarından büyük yosun taşıdıklarına şahit olduk.

Ve tabii ki hayvanları deli ettik, rahatlarını bozduk. Bir sürü insan durma fotoğraf çekiyor, eğiliyor, kalkıyor. Bir anlam verememişlerdir!!

Yarabbim nasıl bed sesleri var... hiç umulmaz. Ne sanıyordum, ne bekliyordum onu da bilmiyorum ama, bu kadar da çirkin ses ummuyordum anlaşılan.


"Parmak uçlarına" dikilip kanat çırpmaya başlıyorlar. Sonra tam böğürlerinin ortasında yumurta büyüklüğünde bir yumru oluşuyor ve bağrışmaya başlıyorlar. O yumru bir iniyor, bir çıkıyor. O ufacık hayvandan bu efor... Hani bebeklerin de ağladıklarında çıkardıkları seslere şaşırırız ya, işte öyle bir şey bunların yaptıkları da.


Hayallerim vardı. Elele tutuşacaktık, öpecektim onları... Dersini almaya hazırlanan bir Banu yukarıdaki. Gayet efendice dibime kadar geldi. Göz gözeyiz. Bir gaga attı bacağıma, bir an etim koptu sandım; geri döndü ve poposunu sallaya sallaya yuvasına girdi. Dokunma bana!!! Bu kadar açık ve net. Hayvan haklı.

Maalesef gemiye dönüş vakti geldi... İki saat sonra Şili Patagonya'sının başşehri Punta Arenas'a ayak basacağız....

Oley... gemi bitiyor.

Ve Punta Arenas'dayız. Bölgedeki en büyük liman.




Punta Arenas'ın da diğer ufak liman şehirlerinden pek bir farkı yok. Aynı sistem, aynı renkler.


Köpekler bir alemler ama... İnsan gördükleri an, pozisyon yukarıdaki fotoğraf... İnsancıl, kötülük bilmeyen güzellikler.


Hiç dayanamam.... Babamdan bana geçmiş en güzel genetik yanım.

Öğlen yemeğimizi TripAdvisor listesinde olan Jekus'da yedik. Atmosfer harika, yemekler çok lezzetliydi. Servis biraz yavaştı, kahve istediğimizde Nescafe geldi ama yine de memnun ayrıldık.

Aynı mekanda iki masa ötemizde oturan bir çiftin yediklerini görünce bütün grup oraya konuşlanıp fotoğraf çektik. Ushuaia'daki yediğim ve anlatmaya çalıştığım sistemin masa üstü hali....


Altta kor halinde kömür.. üstünde de bunlar!!!

Şehri keşfe devam...


Bir diskotek girişi!!!





Paskalya'dan önceki Pazar günü olduğundan meydanda bu grupla karışılaştık. Dini müzik konseri verdiler. İşlerini bayağı bir ciddiye almışlar. Dinleyicilerden biri fena halde transa da geçmiş. Biz de onlarla söyleyemedik ama, dans ettik.


Bu da bizim grup:)) Dinliyoruz, fotoğraf çekiyoruz.

Yağmur yağmaya başladı. Akşamüstü Santiago'ya uçacağız. Yarın orada yoğun bir gün bizi bekliyor.

Lakin acı haber tez ulaştı... LAN havayolu pilotun ani rahatsızlığından dolayı Punta Arenas-Santiago seferini iptal etmiş.... Geceyi burada geçireceğiz.

Yukarıdaki son fotoğrafta en sağda bulunan mor kazaklı yerel rehbere kalsaydık sabaha kadar otobüste uyuklardık. Ama bizimkilerin uğraşları sonucunda gayet güzel bir otele transfer olduk. Tek sıkıntı yarın çok erkenden yola çıkacak olmamız. Ne yapalım... Gezidir, başa gelen çekilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder