İçinden film kareleri geçen Seligman'dan ayrıldıktan sonra nihayet kanyon bölgesine hareket ediyoruz ve ilk ziyaret yerimiz Grand Canyon. Dünyanın en etkileyici yeryüzü oluşumlarından biri. Her türlü hayal gücünü zorluyor. Çok uzun bir zamana yayılan jeolojik gelişimi, heybeti, renkleri ve erozyon sonucu oluşmuş formlarıyla çok farklı bir dünya: 446 kilometre uzunluk, 29 kilometreye kadar varan genişlik ve 1.6 kilometrelik derinlik. Kendine has bitki ve hayvan çeşitleri de cabası.
Kanyon gezimize 6 kişilik uçaklarda yarım saat kadar bir kuşun gözünden izleyerek başladık.
Terminal binası
Grup uçağa binerken.
Pilotumuz havalanmak üzere.
Hava akımı nedeniyle hiç sarsılmadık değil açıkçası. Ama yukarıdan gördüğümüz manzara her şeye değdi.
Ey Colorado Nehri, sen neler yaratmışsın böyle. Tablet ile çekilen fotoğraflar ne kadar farklı :(
Uçuştan sonra yürüyüş parkuruna gelip gerekli bilgileri aldıktan sonra herkes kendi başına kanyon boyunca -/+ 4.5 kilometrelik yürüyüşüne başladı. Bitiş noktamızın dondurmacı olacağı özellikle belirtildi....
Olağanüstüydü.
Köpek arabalarına daha sonraları da çok rastladım. Nedenini bir türlü anlayamadım. Bu hayvanlar neden koşmazlar da böyle dolaştırılırlar acaba?
Buraya da saygı zeybeği olmalıydı.
Sanki hep aynıymış gibi görünen manzara, her köşe dönüşte renk değiştirdiğinden, insana farklı bir yerdeymiş hissi verdiriyor. Doğayı seviyorum.
İyi ki buradayım, iyi ki gelmişim oturuşu.
Böyle bir yazıyla karşılaşmak. O bile insanı ürpertmeye yetiyor.
Oluşumu milyonlarca yıl süren katmanlar, katmanlar, katmanlar. Görmek, gözlemlemek, duymak, koklamak çok güzel bir duyguydu.
Bu alanda çok kartal gördük. Özgürce uçuyorlardı.
Dişi geyikler bol bol karşımıza çıkıp bizleri şenlendirdiler.
Döneli 1 ayı geçti. Fotoğraflara yeniden baktıkça, yazarken anımsadıkça, ne güzel yerler görmüşüz diye mırıldanıp duruyorum. İnsan içindeyken o kadar da farkında olmuyor galiba.
Bir sonraki yazım gezinin starı Antilop Kanyon olacak; bunun için de geceyi Cameron'da geçireceğiz.
O yazıma kadar iyi kalın, sağlıkta kalın.
Kanyon gezimize 6 kişilik uçaklarda yarım saat kadar bir kuşun gözünden izleyerek başladık.
Terminal binası
Grup uçağa binerken.
Pilotumuz havalanmak üzere.
Hava akımı nedeniyle hiç sarsılmadık değil açıkçası. Ama yukarıdan gördüğümüz manzara her şeye değdi.
Ey Colorado Nehri, sen neler yaratmışsın böyle. Tablet ile çekilen fotoğraflar ne kadar farklı :(
Uçuştan sonra yürüyüş parkuruna gelip gerekli bilgileri aldıktan sonra herkes kendi başına kanyon boyunca -/+ 4.5 kilometrelik yürüyüşüne başladı. Bitiş noktamızın dondurmacı olacağı özellikle belirtildi....
Olağanüstüydü.
Köpek arabalarına daha sonraları da çok rastladım. Nedenini bir türlü anlayamadım. Bu hayvanlar neden koşmazlar da böyle dolaştırılırlar acaba?
Buraya da saygı zeybeği olmalıydı.
Sanki hep aynıymış gibi görünen manzara, her köşe dönüşte renk değiştirdiğinden, insana farklı bir yerdeymiş hissi verdiriyor. Doğayı seviyorum.
İyi ki buradayım, iyi ki gelmişim oturuşu.
Böyle bir yazıyla karşılaşmak. O bile insanı ürpertmeye yetiyor.
Oluşumu milyonlarca yıl süren katmanlar, katmanlar, katmanlar. Görmek, gözlemlemek, duymak, koklamak çok güzel bir duyguydu.
Bu alanda çok kartal gördük. Özgürce uçuyorlardı.
Bu manzaradan sonra sol tarafımda binalar ve ellerinde dondurmalı insanlar görünce, anladım ki gelmişim. Dondurma alındı tabii.
Bütün grup bir araya geldikten sonra günün son durağı olan Desert View'da fotoğraf çekmek üzere bu güzel kanyondan ayrıldık.
Dişi geyikler bol bol karşımıza çıkıp bizleri şenlendirdiler.
Döneli 1 ayı geçti. Fotoğraflara yeniden baktıkça, yazarken anımsadıkça, ne güzel yerler görmüşüz diye mırıldanıp duruyorum. İnsan içindeyken o kadar da farkında olmuyor galiba.
Bir sonraki yazım gezinin starı Antilop Kanyon olacak; bunun için de geceyi Cameron'da geçireceğiz.
O yazıma kadar iyi kalın, sağlıkta kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder