Bu "ana yol"dan biraz içerideki kasaba da gezinin folklorik yönünü temsil ettiği için ayrı yazılmaya değer bulundu.
Romanya'da ne kadar gezilecek yer varmış meğer.
Efendim.... Sanıyorum 60'lı yıllarda kadının biri kendi evinin duvarlarını boyamaya başlamış. Ama öyle düz boya değil. Önce şekilleri kazıyıp sonra boyamaca... Ve bu şekiller kendilerine ait folklorik desenlerden oluşmuş.
Bir müddet sonra konu komşu da aynı işleme başlamış. En son olarak da Belediye Meclisi bu yöntemi şart koşmuş.
Ben açıkçası renklerin daha canlı olmasını tercih ederdim. Maviler, yeşiller, kırmızılar. Ama öyle olmadığı için beğenmedim mi? Ne münasebet... Ortaya çıkan bir şaheser... Bir tarafta evler, diğer tarafta doğa...
Biraz yorum, bol fotoğrafla Ciocanesti Kasabası
Yolun sağından gidip solundan dönmeye karar vermiş olan ben, bir ara baktım ki caddede zikzak yapıyorum.... O an, o caddede bizden başka insan, Cornelia'nın arabasından başka araba yoktu. Günün öğlen saatleriydi üstelik.
Sağda bir ev, hop o tarafa hamle.....
Ama seni de kaçıramam ki ben.. hadi bakalım sol tarafa.
Tipik motiflerinden biri. Şile bezi tipi kumaştan yapılma elbise ve gömleklerinde hep bunlar işlenmiş.
Beni çok etkileyen bu görüntülerden kaç tane fotoğrafladığımı bilmiyorum.
Hayatlarında ciddi bir önemi de var. Biçtikleri otları, samanları çitlerin üstüne atıp önce kurutuyorlar. Daha sonra koni haline getiriyorlar. Durmadan biçip kurutup koni yapıyorlar.
Sanıyorum kuyu bu.
Deli bir yeşil, deli bir doğa.
"Ana yol"dan ayrıldığın an, karşına çıkan patika. Her yerde manzara aynıydı.
Kendime ait denemelerimden bir kesit... Bu tür fotoğrafı çok seviyorum. Hazır etrafta da kimseler yokken ve bol vaktim varken, 1/2 karenin sakıncası olmazdı herhalde....
Ahşap çatıları.
Kaldırıma da çiçek dikilir mi? Evet, dikilir.
Her evde, her bahçede bir köpek olduğunu zamanı gelince yazacaktım ama, şimdi bu denk geldi, araya sıkıştırayım dedim. Bu ufaklıklar, benim gibi köpek hastası insanlara kuyruk sallayıp poz veriyorlar, sen, "ah canım" diye yanına gidip kafasını okşamaya çalıştığında hart diye kolunu kapıp hırlamaya başlıyorlar :))) Cürmü kadar yer yakar... Sizi sevmeye devam ediyorum.
İşte burası da böyle.
Artık Maramuresh bölgesinin boyalı kiliseleri, Bucovina bölgesinin boyalı manastırları, Sibiu gibi şaheserleri yazma vakti geldi.
Tez zamanda.
İyi kalın, sağlıkta kalın.
Cornelia'nın iletişim bilgileri: cornelia@maramuresguide.com
Romanya'da ne kadar gezilecek yer varmış meğer.
Efendim.... Sanıyorum 60'lı yıllarda kadının biri kendi evinin duvarlarını boyamaya başlamış. Ama öyle düz boya değil. Önce şekilleri kazıyıp sonra boyamaca... Ve bu şekiller kendilerine ait folklorik desenlerden oluşmuş.
Bir müddet sonra konu komşu da aynı işleme başlamış. En son olarak da Belediye Meclisi bu yöntemi şart koşmuş.
Ben açıkçası renklerin daha canlı olmasını tercih ederdim. Maviler, yeşiller, kırmızılar. Ama öyle olmadığı için beğenmedim mi? Ne münasebet... Ortaya çıkan bir şaheser... Bir tarafta evler, diğer tarafta doğa...
Biraz yorum, bol fotoğrafla Ciocanesti Kasabası
Yolun sağından gidip solundan dönmeye karar vermiş olan ben, bir ara baktım ki caddede zikzak yapıyorum.... O an, o caddede bizden başka insan, Cornelia'nın arabasından başka araba yoktu. Günün öğlen saatleriydi üstelik.
Sağda bir ev, hop o tarafa hamle.....
Ama seni de kaçıramam ki ben.. hadi bakalım sol tarafa.
Tipik motiflerinden biri. Şile bezi tipi kumaştan yapılma elbise ve gömleklerinde hep bunlar işlenmiş.
Traktör yok diye yazmıştım. Tabii ki biçer döver de yok. Orak ile işlerini hallediyorlar. Kadın erkek hiç fark etmeden herkes aynı beceriyle kullanabiliyor.
Beni çok etkileyen bu görüntülerden kaç tane fotoğrafladığımı bilmiyorum.
Hayatlarında ciddi bir önemi de var. Biçtikleri otları, samanları çitlerin üstüne atıp önce kurutuyorlar. Daha sonra koni haline getiriyorlar. Durmadan biçip kurutup koni yapıyorlar.
Sanıyorum kuyu bu.
Deli bir yeşil, deli bir doğa.
"Ana yol"dan ayrıldığın an, karşına çıkan patika. Her yerde manzara aynıydı.
Kendime ait denemelerimden bir kesit... Bu tür fotoğrafı çok seviyorum. Hazır etrafta da kimseler yokken ve bol vaktim varken, 1/2 karenin sakıncası olmazdı herhalde....
Ahşap çatıları.
Kaldırıma da çiçek dikilir mi? Evet, dikilir.
Her evde, her bahçede bir köpek olduğunu zamanı gelince yazacaktım ama, şimdi bu denk geldi, araya sıkıştırayım dedim. Bu ufaklıklar, benim gibi köpek hastası insanlara kuyruk sallayıp poz veriyorlar, sen, "ah canım" diye yanına gidip kafasını okşamaya çalıştığında hart diye kolunu kapıp hırlamaya başlıyorlar :))) Cürmü kadar yer yakar... Sizi sevmeye devam ediyorum.
İşte burası da böyle.
Artık Maramuresh bölgesinin boyalı kiliseleri, Bucovina bölgesinin boyalı manastırları, Sibiu gibi şaheserleri yazma vakti geldi.
Tez zamanda.
İyi kalın, sağlıkta kalın.
Cornelia'nın iletişim bilgileri: cornelia@maramuresguide.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder