Bir Koptur işletmesi olan Sagalassos Lodge&Spa Batı Toros sıradağlarından 1500 metre yükseklikteki Akdağ eteklerinde 1 yıl önce açılmış pırıl pırıl bir otel.
54 odalı bu tesis yöreye büyük bir ivme kazandıracaktır, eminim. Kalitesi, konumu, manzarası, Sagalassos Antik Şehri'ne 4 km uzaklığı, doğa yürüyüşü ve bisiklet kiralama servisleriyle, açık büfe kahvaltı ve yöresel yemeklerinin yanı sıra, günümüz muftağıyla da yine açık büfe olarak hizmet veren lokantası gerçekten fevkalade. Açık ve kapalı yüzme havuzu, hamam, jakuzi bu şık ama son derece sade otelde faydalanılabilecek aktivitelerden bazıları.
Otelden önüm, arkam, sağım, solum aynı manzara.....
Burada sonbahar da inanılmaz güzel olur diye düşünüyorum. Renk değiştiren ağaçları, bacaları tüten evler arasından izlemek keyiflidir.
Havuz kısmı.
Çok şık ve sade dekore edilmiş kapalı bar kısmı.
Lobide oturma ve oyun grupları.
Bu sıskacık olmazsa olmazdı....
Bir tane de, insan gördüğü an yuvarlanmaya başlayan kedi var... Bir an yerinde durmadığından fotoğraflayamadım.
Her türlü ezberi bozacak olan Sagalassos Antik Şehri'ni gezmeden önce Burdur Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret etmek doğru bir karar olur. Bu antik şehirden çıkartılan eserlerin büyük bir bölümü müzede başarıyla sergileniyor.
1956 yılında Burdur ve çevresinden toplanan eski eserler, Bulguroğlu (Pirkulzade) Medresesi'nin ayakta kalan tek yapısı olan kütüphane binasında koruma altına alınarak müzenin ilk çekirdeği oluşturulmuş. Burdur Müzesi'nin teşhir salonlarının ilk açılışı ise 12 Haziran 1969 yılında gerçekleştirilmiş; 67 bine varan eser sayısıyla bugün ülkemizin zengin müzeleri arasında yer almakta.
Burdur, bulunduğu coğrafi konum (Pisidia) bakımından Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgesi'ndeki uygarlıkların ortak özelliklerini temsil etmekte. Bu nedenle Burdur Müzesi'ndeki buluntular, MÖ 7000'den günümüze kadar 9 bin yıllık bir geçmişin tarih ve kültür hazinesidir.
Sagalassos Antik Kenti içindeki Roma Hamamı kazılarında ortaya çıkarılan Roma İmparatorluk Dönemi'nin önemi imparatorlarından Hadrianus ve Marcus Aurelius'a ait heykellere ait baş, ayak ve bacak. Gövdeleri bulunamamış. Boyutlar hakkında bir fikir verebiliyor mu fotoğraflar?
Adrianus Çeşmesi'ni süsleyen Apollon ile solunda Poseidon, sağında Satyr.
Her kıvrımını elledim. Evet, mermer.
Müzede sergilenen eserler bile Sagalassos'un ihtişamını tam olarak anlatamıyor.
Dik yamaçlardaki kentin kuruluş amacının başında güvenlik gelir. 2ci sebepse, bölgedeki yer altı su kaynaklarının bolluğu. Yer katmanlarının özelliği sayesinde buralarda düzinelerce pınar bulunur. Geçirgen kireç taşı kayaçlardan sızan su, alttaki kil tabakalarına rastlayınca, yamaçlardaki çatlaklardan pınarlara dönüşür.
Bu yamaçlar insanlara aynı zamanda kaliteli seramik ve kap kaçak yapmaya uygun kil; metal eşya üretmek için de maden cevheri sunar.
M.Ö. 14. yüzyılda Luvi'lerin bölgeye yerleştikleri biliniyor. Tunç Çağı sonrasında büyük imparatorluklar tarihten silinir; onların yerini Frigler, Lidyalılar ve son olarak da Persler alır. Eski Luvi devletlerinin devamı olan Pisidyalılar Sagalassos'a yerleşir.
Pers İmparatorluğu ile Hellenize olma süreci başlar. Büyük İskender'in bölgeyi fethetmesiyle hız kazanır.
Şehrin tarihindeki en etkili isim Roma'nın ilk kralı Augustus, yaptığı reformlar ve yatırımlarla bu bölgeye altın çağlarını yaşatır.
Yüzyıllar süren Hellenleşme ve Roma Dönemi'nden sonra kent 4. yüzyıl itibariyle Hristiyanlığı kabul ederek üçüncü büyük değişimini yaşar.
6 ve 7.ci yüzyıllarda meydana gelen 2 büyük deprem ve veba salgını kentin zayıflamasına, gözden düşmesine neden olur. 13. yüzyılda Sagalassos'taki son kale de Selçuklular tarafından yıkılır. Bunun yerine Selçuklu Türklerinin ovadaki yerleşimi Ağlasun gelişir.
Kent 13. yüzyılda terkedildikten sonra ilk kez 1706 yılında bir Fransız diplomat tarafından tamamen şans eseri keşfedilir. 1983 yılında Stephen Mitcell önderliğinde geniş kapsamlı bir araştırma başlatılır. 1990 yılındaysa Belçikalı Marc Waelkens'a kazı yapma izni verilir.
Fotoğraflar.
Şehre ilk giriş. Burasını bu kadar özel kılan özelliklerden birisi de, buluntuların %90 hasarsız olması.
Hamam ve Mermer/İmparator Salonu 25x18.5 metre boyutlarında çeşitli kutlamaların yapıldığı devasa bir mekan. Nişlerde imparator ve imparatoriçelere ait 6 veya 8 adet çok büyük heykeller olduğu biliniyor. Bunlardan bir kısmının Sagalassos'un terk ediliş dönemlerinde kireç elde etmek amacıyla kırıldıkları tahmin ediliyor.
Niş örneği.
40 odalı bir yerleşim.
Yürüme yolundan bir kesit.
Hadrian Çeşmesi
Sütunlar.
Genel görüntüler
Yamacın bu bölümünün boydan boya bu kaya mezarlarıyla kaplı olduğu düşünülüyor.
Aşağıya bağlanan yollar.
Kime ait olduğu bilinmeyen, ancak sevilen bir kişiye ait anıt mezar. Alt kısmında dans eden kızlar figürlerinden oluşan rölyefler var. Burada görülenler kopya. Asılları Burdur Müzesi'nde sergileniyor.
Başmelek Mikail Bazilikası.
Sagalassos Kent Meclisi Binası M.Ö. 400 yıllarında kullanımdan çıkar. Yapının taşları sökülerek yeni yapılmakta olan sur için kullanılır. Kent Meclisi'ne ait alan bir kiliseye dönüştürülür. Bu bazilika planlı kilise Başmelek Mikail'e adanır. Ancak meydana gelen depremlerden dolayı uzun ömürlü olamamış.
.
Tüm gezinin baş yapıtı olan Antoninler Çeşmesi. Nefes, zaman, her şey dondu karşısında. Hakkında hiç bir açıklama yapmayacağım. İzlemek bile yetiyor.
Heybeti....
Eski dönemlerde akan su tamamen doğal kaynakmış. Şimdilerde ise yetersiz kaldığından şebeke suyu ile takviye ediliyormuş.
Ben bu çeşmenin önünde nasıl saygı zeybeğine durmadım acaba...
Suyun mermerde yansıması.
Mutlu rehberimiz... Anlatmaktan hoşlanan bir rehber.
Buradan o kadar etkilendim ki, gezmem gereken 2-3 yere gitmedim. Pişman değilim.
Giriş kapısına doğru ilerlerken karşıma çıktı. Artık buraların yeni imparatoru benim havası vardı üstünde....
Datça'ya dönmek üzere yola koyulduğumuzda, yukarıdan gözüken kırmızı kiremitli köy karşımıza çıkınca fotoğraf çekmeden devam edemedim.
Sagalassos'a gelmek için İstanbul'dan Burdur'a uçabilir; Burdur Müzesi'ni gezdikten sonra da Isparta üzerinden Ağlasun'a ulaşabilirsiniz. Yol düzgün.
Geziyi düzenleyen Koptur'a sonsuz teşekkürler. Bir ezberim daha bozuldu.
www.sagalassoslodge.com
www.dunyaninrenkleri.com
Bana fotoğrafı sevdiren Bahadır Cihangir Genç'e de buradan bir teşekkür edivereyim.
Bir başka gezime kadar iyi kalın, sağlıkta kalın.
54 odalı bu tesis yöreye büyük bir ivme kazandıracaktır, eminim. Kalitesi, konumu, manzarası, Sagalassos Antik Şehri'ne 4 km uzaklığı, doğa yürüyüşü ve bisiklet kiralama servisleriyle, açık büfe kahvaltı ve yöresel yemeklerinin yanı sıra, günümüz muftağıyla da yine açık büfe olarak hizmet veren lokantası gerçekten fevkalade. Açık ve kapalı yüzme havuzu, hamam, jakuzi bu şık ama son derece sade otelde faydalanılabilecek aktivitelerden bazıları.
Otelden önüm, arkam, sağım, solum aynı manzara.....
Burada sonbahar da inanılmaz güzel olur diye düşünüyorum. Renk değiştiren ağaçları, bacaları tüten evler arasından izlemek keyiflidir.
Havuz kısmı.
Çok şık ve sade dekore edilmiş kapalı bar kısmı.
Lobide oturma ve oyun grupları.
Bu sıskacık olmazsa olmazdı....
Bir tane de, insan gördüğü an yuvarlanmaya başlayan kedi var... Bir an yerinde durmadığından fotoğraflayamadım.
Her türlü ezberi bozacak olan Sagalassos Antik Şehri'ni gezmeden önce Burdur Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret etmek doğru bir karar olur. Bu antik şehirden çıkartılan eserlerin büyük bir bölümü müzede başarıyla sergileniyor.
1956 yılında Burdur ve çevresinden toplanan eski eserler, Bulguroğlu (Pirkulzade) Medresesi'nin ayakta kalan tek yapısı olan kütüphane binasında koruma altına alınarak müzenin ilk çekirdeği oluşturulmuş. Burdur Müzesi'nin teşhir salonlarının ilk açılışı ise 12 Haziran 1969 yılında gerçekleştirilmiş; 67 bine varan eser sayısıyla bugün ülkemizin zengin müzeleri arasında yer almakta.
Burdur, bulunduğu coğrafi konum (Pisidia) bakımından Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgesi'ndeki uygarlıkların ortak özelliklerini temsil etmekte. Bu nedenle Burdur Müzesi'ndeki buluntular, MÖ 7000'den günümüze kadar 9 bin yıllık bir geçmişin tarih ve kültür hazinesidir.
Sagalassos Antik Kenti içindeki Roma Hamamı kazılarında ortaya çıkarılan Roma İmparatorluk Dönemi'nin önemi imparatorlarından Hadrianus ve Marcus Aurelius'a ait heykellere ait baş, ayak ve bacak. Gövdeleri bulunamamış. Boyutlar hakkında bir fikir verebiliyor mu fotoğraflar?
Adrianus Çeşmesi'ni süsleyen Apollon ile solunda Poseidon, sağında Satyr.
Her kıvrımını elledim. Evet, mermer.
Müzede sergilenen eserler bile Sagalassos'un ihtişamını tam olarak anlatamıyor.
Dik yamaçlardaki kentin kuruluş amacının başında güvenlik gelir. 2ci sebepse, bölgedeki yer altı su kaynaklarının bolluğu. Yer katmanlarının özelliği sayesinde buralarda düzinelerce pınar bulunur. Geçirgen kireç taşı kayaçlardan sızan su, alttaki kil tabakalarına rastlayınca, yamaçlardaki çatlaklardan pınarlara dönüşür.
Bu yamaçlar insanlara aynı zamanda kaliteli seramik ve kap kaçak yapmaya uygun kil; metal eşya üretmek için de maden cevheri sunar.
M.Ö. 14. yüzyılda Luvi'lerin bölgeye yerleştikleri biliniyor. Tunç Çağı sonrasında büyük imparatorluklar tarihten silinir; onların yerini Frigler, Lidyalılar ve son olarak da Persler alır. Eski Luvi devletlerinin devamı olan Pisidyalılar Sagalassos'a yerleşir.
Pers İmparatorluğu ile Hellenize olma süreci başlar. Büyük İskender'in bölgeyi fethetmesiyle hız kazanır.
Şehrin tarihindeki en etkili isim Roma'nın ilk kralı Augustus, yaptığı reformlar ve yatırımlarla bu bölgeye altın çağlarını yaşatır.
Yüzyıllar süren Hellenleşme ve Roma Dönemi'nden sonra kent 4. yüzyıl itibariyle Hristiyanlığı kabul ederek üçüncü büyük değişimini yaşar.
6 ve 7.ci yüzyıllarda meydana gelen 2 büyük deprem ve veba salgını kentin zayıflamasına, gözden düşmesine neden olur. 13. yüzyılda Sagalassos'taki son kale de Selçuklular tarafından yıkılır. Bunun yerine Selçuklu Türklerinin ovadaki yerleşimi Ağlasun gelişir.
Kent 13. yüzyılda terkedildikten sonra ilk kez 1706 yılında bir Fransız diplomat tarafından tamamen şans eseri keşfedilir. 1983 yılında Stephen Mitcell önderliğinde geniş kapsamlı bir araştırma başlatılır. 1990 yılındaysa Belçikalı Marc Waelkens'a kazı yapma izni verilir.
Fotoğraflar.
Şehre ilk giriş. Burasını bu kadar özel kılan özelliklerden birisi de, buluntuların %90 hasarsız olması.
Hamam ve Mermer/İmparator Salonu 25x18.5 metre boyutlarında çeşitli kutlamaların yapıldığı devasa bir mekan. Nişlerde imparator ve imparatoriçelere ait 6 veya 8 adet çok büyük heykeller olduğu biliniyor. Bunlardan bir kısmının Sagalassos'un terk ediliş dönemlerinde kireç elde etmek amacıyla kırıldıkları tahmin ediliyor.
Niş örneği.
40 odalı bir yerleşim.
Yürüme yolundan bir kesit.
Hadrian Çeşmesi
Sütunlar.
Genel görüntüler
Yamacın bu bölümünün boydan boya bu kaya mezarlarıyla kaplı olduğu düşünülüyor.
Aşağıya bağlanan yollar.
Kime ait olduğu bilinmeyen, ancak sevilen bir kişiye ait anıt mezar. Alt kısmında dans eden kızlar figürlerinden oluşan rölyefler var. Burada görülenler kopya. Asılları Burdur Müzesi'nde sergileniyor.
Başmelek Mikail Bazilikası.
Sagalassos Kent Meclisi Binası M.Ö. 400 yıllarında kullanımdan çıkar. Yapının taşları sökülerek yeni yapılmakta olan sur için kullanılır. Kent Meclisi'ne ait alan bir kiliseye dönüştürülür. Bu bazilika planlı kilise Başmelek Mikail'e adanır. Ancak meydana gelen depremlerden dolayı uzun ömürlü olamamış.
.
Tüm gezinin baş yapıtı olan Antoninler Çeşmesi. Nefes, zaman, her şey dondu karşısında. Hakkında hiç bir açıklama yapmayacağım. İzlemek bile yetiyor.
Heybeti....
Eski dönemlerde akan su tamamen doğal kaynakmış. Şimdilerde ise yetersiz kaldığından şebeke suyu ile takviye ediliyormuş.
Ben bu çeşmenin önünde nasıl saygı zeybeğine durmadım acaba...
Suyun mermerde yansıması.
Mutlu rehberimiz... Anlatmaktan hoşlanan bir rehber.
Buradan o kadar etkilendim ki, gezmem gereken 2-3 yere gitmedim. Pişman değilim.
Giriş kapısına doğru ilerlerken karşıma çıktı. Artık buraların yeni imparatoru benim havası vardı üstünde....
Datça'ya dönmek üzere yola koyulduğumuzda, yukarıdan gözüken kırmızı kiremitli köy karşımıza çıkınca fotoğraf çekmeden devam edemedim.
Sagalassos'a gelmek için İstanbul'dan Burdur'a uçabilir; Burdur Müzesi'ni gezdikten sonra da Isparta üzerinden Ağlasun'a ulaşabilirsiniz. Yol düzgün.
Geziyi düzenleyen Koptur'a sonsuz teşekkürler. Bir ezberim daha bozuldu.
www.sagalassoslodge.com
www.dunyaninrenkleri.com
Bana fotoğrafı sevdiren Bahadır Cihangir Genç'e de buradan bir teşekkür edivereyim.
Bir başka gezime kadar iyi kalın, sağlıkta kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder