Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Arches Milli Parkı; Doğanın Kemerleri, Pencereleri veya Kavisleri

Su ve buz; birbirine zıt 2 ısı. Bunlara bir de yer altındaki tuz hareketleri eklenince karşımıza Arches Milli Parkı çıkıyor.

Havanın açık olduğu günlerde, 100 milyon yıl kadar süren erozyonlar sonucunda oluşan dünyanın en büyüleyici doğal kavis yoğunluğunun gücünü tahmin etmek bile zor oluyor.

Bölgede 2000 kategoriye ayrılmış çeşitli boylarda kemer var. Bunlardan en büyüğü 93,26 metre (306 feet) uzunluğuyla Landscape Kemeri.

Günümüzde yeni pencereler oluşurken, eskileri yıkılmakta. Erozyon ve iklim yavaş ama merhametsizce çalışarak yeni ve dinamik yeryüzü şekillerini değiştirmeye devam ediyor. Bu değişim kimi zaman daha hızlı oluyor. Mesela 1991 yılında Landscape Kemeri'nin altında bulunan 18 metre uzunluğunda, 3,35 metre genişliğinde ve 4 metre kalınlığındaki bölüm düşmüş, ancak geride incecik bir şerit bırakmış.

Bu milli park Amerikan yerlilerine de yüzyıllar boyunca ev sahipliği yapmış. Puenloan, Femont ve Ute yerlileri bu kıraç topraklarda beslenmek için hayvan ve yaban bitkileri; savaşmak için de taş aramışlar. Arkalarında kanıt olarak da çok fazla olmamakla birlikte kaya resimleri ve yazıları bırakmışlar. Yerli olmayıp bölgeye ilk ayak basanlar kaşifler minerallerden para yapmaya çalışırken, çiftlik sahipleri davarları için ot/saman bulmayı tercih etmişler. Sivil savaştan gazi olarak çıkan deneyimli John Wesley Wolfe ve oğlu Fred 1800lü yılların sonlarına doğru buraya yerleşmişler. Basit bir kulübe, bir mahzen ve bir ağıl inşa ederek 20 yıldan fazla bir süre hayatlarını sürdürürken, ilk basit çiftçiliğin de önderliğini yapmışlar.

Arches Milli Parkı benim için Antelope Kanyonu'ndan sonra 2ci sırada yerini aldı. Hiç tartışmasız hem de.

Görseller.


İlk olarak "Mahkeme Salonu" diye adlandırılan oluşumu dolaştık. Yargıç, sanık, ve izleyiciler. Çok çok güzel ve etkileyiciydi.



Yargıcın koltuğu....


Sanık.


Mahkemeye saygı zeybeği yapıyorum.


Gördüğümüz ilk kemer.


Doğanın dengesi dedikleri işte tam da böyle bir şey olmalı.


Bu kocaman kütle orada nasıl oluşmuş, nasıl, neden devrilmiyor... insanın gözü ve hafzalası zorlanıyor.


Harika bir manzara.


Ve kemerlerdeyiz artık.

Rehberimiz Nedim'in bir huyunu çok beğendim. Bütün diyeceklerini otobüste anlatıp, sonra bizi serbest bıraktı. Otobüs dışında neredeyse görmedik bile. Herkes istediği kadar fotoğraf çekiyor, yürüyor ve sonunda buluşup yola devam ediyor.

Buraya girerken de gerekli bilgileri aktardı. Yürüyüşe beraber başlıyoruz, beni takip edin. Sonra yavaşlamak isteyen yavaşlasın. Zaten çok açık ve net olan yürüme yollarının dışına çıkmayın; öncü grup belirli aralıklarda arkada kalanları bekleyecektir; yürüyüş -/+ 45 dakika sürer. Hadi bakalım....


Daha ilk adımımı attım ve gördüm. Niye ben hiç böyle, bunlar gibi olamadım acaba diye hayıflana hayıflana bir hal oldum. O kadar donup kalmışım ki, kırmızı bandanalı olan hafifçe selam verip beni kutsadı... Göbeğine kadar inen sakalını örüp kırmızı kurdeleyle bağlamıştı. Harleyci grubundan. Ancak arkadan fotoğraflayabildim; onu akıl ettim neyse.






İlginç ağaçlar ve kökleri.




İyi ki buraları görebildim diyorum.


Bir mutlu Banu.



Kuzey ve Güney Pencereleri'ne saygı zeybeği. Bunların bir gün yıkılabileceğini düşünmek bile insanı bir garip yapıyor.




Grup fotoğrafı ve


Ve bu çiçek örneğiyle Arches Milli Parkı'ndan ayrılıyoruz.

Sırada Dead Horse Valley var....

Utah eyaletinin Grand Canyon'u diyorlar... Yok artık... İyice abartmışlar. Tabii ki kötü değil ama Grand Canyon da değil; kusura bakmasınlar.

Bir hikayesi var elbette. 1800'lü yıllarda kovboylar burasını vahşi atları yakalamak için kullanmışlar. Her tarafı dik yamaçlarla çevrilmiş ve sadece 27 metre genişliğinde  (30 yard) bir geçidi olan bu yer atları eğitmek için ideal mekan olmuş. Kovboylar atları bu alana güderek bir çitle çıkışı kapamış ve doğal bir ağıl yaratmışlar. Efsaneye göre, atların bir kısmı su olmayan bu ağılda sadece 610 metre aşağıda akan Colorado Nehrine karşı susuzluktan telef olmuşlar.

Görseller.


Fotoğraftaki mavilikler tuz.






Colorado Gooseneck (kaz boynu) olarak adlandırılan oluşumlar.





Colorado, sen nasıl bir şeymişsin...


Akbaba olduklarını sanıyoruz. Kullanmama izin verdiği için Fikret Bey'e teşekkürler.


Yine bir grup fotoğrafı.

Yazacağım 2 veya 3 kanyon daha var... O zamana kadar iyi kalın, sağlıkta kalın.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder