Temmuz ve Ağustos aylarında Datça'nın sıcağı beni her geçen yıl daha fazla rahatsız etmeye başladı. İşte bu yüzden, şu sıcak günlerde kaçabileceğim, konaklayabileceğim pansiyonun olduğu yayla arayışına giriştim. Bir arkadaşımın önerisiyle de Köyceğiz tepelerinde bulunan Yayla/Ağla yaylasına günübirlik bir gezi yaptık.
Yolu uzun, yolu kötü; konaklayabileceğiniz bir tek ev, pansiyon yok. Ne yani, geri mi dönelim diye düşünürken, köyün daha da yukarısında bir göl olduğunu öğrendik.
Hadi gidelim mi, hadi gidelim.....
Değdi.
Anlatacak fazla bir şey yok, daha çok görsellerle size de iyi yolculuklar diliyorum.
Datça'dan Marmaris'e inerken Emel Sayın koyu.
Ağla köyünden Kartal gölüne çıkarken önümde beliriveren bir çam ağacı.
Hedef tahtası haline getirilmiş bir işaret levhası...
Bir hayrat. Üzerindeki etiketten buraların yürüyüş ve bisiklet yolu olduğu anlaşılıyor. Antik Karia yolunun bir bölümü olabilir.
Ormancılara ait iş makineleri vızır vızır çalışıyor, çam ağaçlarını buduyorlardı.
Ormancı... Öğle molasında. Abla afili bir pozumu çeksene, dedi. Olur dedim.
Karısı normal bir poz istedi. Ona da peki.
Bölge çam ormanlarıyla kaplı. Yaşlı, gururlu, yüksek yüksek ağaçlar.
Yol oldukça kötü.
Fazla aracın geçmediği yol ortasında büyümüş çiçek demetlerinden belli.
Biz galiba göle varamadan akşamı edeceğiz demiştik ki, gördük. Oldukça ufak, sessiz, masmavi, yemyeşil, çok güzel yansımaları olan bir göl.Yüzmek tabii ki yasak.
Orman İşletmesi güzel bir bina yapmış. Ne için, kim için anlayamadık. Ne bir yazı, ne bir levha. İçi harabeye döndürülmüş. Elektrik kabloları, prizler sökülmüş :(
Böyle kare severim.
Binanın içinden dışarısı
Bol bol yeşil minik yeşil kurbağa gördük. Bizi gören, suya atladı.
Niye 1 tane bile çöp kovası koymazlar ki acaba? Neyse ki temizdi.
Hafta sonları iğne atsan yere düşmüyormuş kalabalıktan. İnsanlar birazcık nefes alabilmek için geliyorlar anladığım kadarıyla.
Datça'dan çıkarken hava sıcaklığı 31 dereceydi, gölden inmeye başladığımızda arabanın termometresi 19'u gösteriyordu.
Isırdığında etini koparan at sineklerine dikkat!!! Yanınızda mutlaka sinek kovucu olsun derim.
Evet, doğası çok güzel. Ama Datça'dan o kadar kilometre yapıp gitmeye değer mi? Bence hayır.
Yayla arayışım devam ediyor... Haftaya Muğla'da olacağım. Bu sefer konaklayacak bir yer de buldum. Gidip geleyim, orasını da yazarım.
Sağlıkta kalın, iyi kalın.
Yolu uzun, yolu kötü; konaklayabileceğiniz bir tek ev, pansiyon yok. Ne yani, geri mi dönelim diye düşünürken, köyün daha da yukarısında bir göl olduğunu öğrendik.
Hadi gidelim mi, hadi gidelim.....
Değdi.
Anlatacak fazla bir şey yok, daha çok görsellerle size de iyi yolculuklar diliyorum.
Datça'dan Marmaris'e inerken Emel Sayın koyu.
Ağla köyünden Kartal gölüne çıkarken önümde beliriveren bir çam ağacı.
Hedef tahtası haline getirilmiş bir işaret levhası...
Bir hayrat. Üzerindeki etiketten buraların yürüyüş ve bisiklet yolu olduğu anlaşılıyor. Antik Karia yolunun bir bölümü olabilir.
Ormancılara ait iş makineleri vızır vızır çalışıyor, çam ağaçlarını buduyorlardı.
Ormancı... Öğle molasında. Abla afili bir pozumu çeksene, dedi. Olur dedim.
Karısı normal bir poz istedi. Ona da peki.
Bölge çam ormanlarıyla kaplı. Yaşlı, gururlu, yüksek yüksek ağaçlar.
Yol oldukça kötü.
Fazla aracın geçmediği yol ortasında büyümüş çiçek demetlerinden belli.
Biz galiba göle varamadan akşamı edeceğiz demiştik ki, gördük. Oldukça ufak, sessiz, masmavi, yemyeşil, çok güzel yansımaları olan bir göl.Yüzmek tabii ki yasak.
Orman İşletmesi güzel bir bina yapmış. Ne için, kim için anlayamadık. Ne bir yazı, ne bir levha. İçi harabeye döndürülmüş. Elektrik kabloları, prizler sökülmüş :(
Böyle kare severim.
Binanın içinden dışarısı
Bol bol yeşil minik yeşil kurbağa gördük. Bizi gören, suya atladı.
Niye 1 tane bile çöp kovası koymazlar ki acaba? Neyse ki temizdi.
Hafta sonları iğne atsan yere düşmüyormuş kalabalıktan. İnsanlar birazcık nefes alabilmek için geliyorlar anladığım kadarıyla.
Datça'dan çıkarken hava sıcaklığı 31 dereceydi, gölden inmeye başladığımızda arabanın termometresi 19'u gösteriyordu.
Isırdığında etini koparan at sineklerine dikkat!!! Yanınızda mutlaka sinek kovucu olsun derim.
Evet, doğası çok güzel. Ama Datça'dan o kadar kilometre yapıp gitmeye değer mi? Bence hayır.
Yayla arayışım devam ediyor... Haftaya Muğla'da olacağım. Bu sefer konaklayacak bir yer de buldum. Gidip geleyim, orasını da yazarım.
Sağlıkta kalın, iyi kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder